SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 572 >>

بَاب السَّعْيِ إِلَى الصَّلَاةِ

54. Namaza Koşarak Gitmek

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ أَخْبَرَنِي يُونُسُ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِي سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيِّبِ وَأَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ إِذَا أُقِيمَتْ الصَّلَاةُ فَلَا تَأْتُوهَا تَسْعَوْنَ وَأْتُوهَا تَمْشُونَ وَعَلَيْكُمْ السَّكِينَةُ فَمَا أَدْرَكْتُمْ فَصَلُّوا وَمَا فَاتَكُمْ فَأَتِمُّوا قَالَ أَبُو دَاوُد كَذَا قَالَ الزُّبَيْدِيُّ وَابْنُ أَبِي ذِئْبٍ وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ سَعْدٍ وَمَعْمَرٌ وَشُعَيْبُ بْنُ أَبِي حَمْزَةَ عَنْ الزُّهْرِيِّ وَمَا فَاتَكُمْ فَأَتِمُّوا و قَالَ ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ الزُّهْرِيِّ وَحْدَهُ فَاقْضُوا و قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ أَبِي سَلَمَةَ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ وَجَعْفَرُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنْ الْأَعْرَجِ عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ فَأَتِمُّوا وَابْنُ مَسْعُودٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَأَبُو قَتَادَةَ وَأَنَسٌ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كُلُّهُمْ قَالُوا فَأَتِمُّوا

 

Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim: "Namaz için ikamet edildiğinde o'na koşarak gelmeyiniz, sükunet ve vakarla yürüyerek geliniz, Yetişebildiğinizi (imamla beraber) kılınız, yetişemediğinizi tamamlayınız"

 

Ebu Davud dedi ki: Zebidî, İbn Ebi Zi’b İbrahim b. Sa'd, Ma'mer ve Şuayb b. Ebî Hamze, Zühri’den yetişemediğini tamamlayınız" şeklinde sadece, îbn Uyeyne Zühri’den "kaza ediniz" şeklinde rivayet etmiştir. Muhammed b. Amr, Ebu Seleme'den; o da Ebu Hureyre'den ve Ca'fer b. Rebia, el-A'rac tarikiyle Ebu Hureyre'den "tamamlayınız" şeklinde; İbn Mes'ud Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'dan ve Ebu Katade ile Enes (r.a.) da yine Resulullah 'tan şeklinde ri­vayet etmişlerdir.

 

 

Diğer tahric: Buharî, ezan; cum'a; Müslim, mesacid; Tirmizî, salat; İbn Mace, mesacid; Darimi, salat; Ahmed b. Hanbel, II, 237, 239, 270, 387, 452

 

AÇIKLAMA:     Hadis’te Resulullah (s.a.v.); "Kamet getirilince namaza gelmeyiniz" buyurmuştur. Burada kamet lafzının zik­ri hüküm kamete bağlı olduğu için değildir. Kamet edilmesi farza başlanı­lacağına delildir .Kamet işitildiği halde cemaate yetişmek için koşmaktan menedilmesi, kamet getirilmeden evvel koşmaktan öncelikle men edilmeyi gerektirir. Gerçi bazıları nehyin kamete başlandığı ana mahsus olduğunu söy­lüyor ise de, Nevevî'nin de ifade ettiği gibi önceki anlayış daha uygundur. Hadisin Müslim'deki rivayetinde "Sizden biriniz namazı kastettiği zaman o namazdadır" ziyadesi ile üzerinde durduğumuz hadis-i şerifin devamında­ki "yetişebildiğinizi cemaatle kılarsınız, yetişemediğinizi tamamlarsınız" ifa­deleri de yukarıdaki birinci manayı te'yid etmektedirler. Camiye koşarak girmekten men ifade eden bu nehy, bütün vakitler için geçerlidir.

 

Bu hadis-i şerifin "Allah'ın zikrine koşunuz" ayet-i kerimesine zıt olduğu sanılmamalıdır. Çünkü ayet-i kerimedeki sa'y (koş­mak) kelimesinden murad, kasttır. Ayetin devamındaki "alış-verişi bırakınız" ifadesi de buna delalet etmektedir. Buna göre ayet-i kerimeden anlaşılacak mana,"Alış-veriş işlerini bırakıp Allah'ın zikri ile meş­gul olunuz" şeklindedir.

 

Hadisin zahirine göre koşularak gidilmesinden men edilen namaz mut­laktır. Cuma namazı veya başka bir namaz arasında fark olmadığı gibi, iftitah tekbirine yetişememe korkusu olup-olmaması arasında da fark yoktur. Zeyd b. Sabit, Enes, Ahmed, Ebu Sevr ve İbnu'l-Munzir bu görüştedirler.

 

"Sekinet ve vakarı elden bırakmayınız" ifadesi namaza giderken sağa-sola fazla bakılmaması, gözlerin haramdan korunması, sessizlik içinde yü­rünmesini gerektirir. Zira Müslim'in rivayetinde "namaza giden kişi sanki namazdadır" denmektedir. Özellikle mescid içerisinde acele etmemek gerekir. Çünkü acele eden kişi iktida esnasında tekbir getirmeden ellerini kal­dırarak namaza girmektedir ki, bu giriş sahih değildir. Namaza giriş için ki­şinin en azından "Allahu ekber" lafzını kendisi duyabileceği şekilde sesli tekbir getirmesi gerekir. Kalben getirilen tekbirler hükümsüzdür. Bununla namaza girilmiş olmaz. Namazdaki kıraatin de aynı hükümde olduğunun bilinmesi ve dikkat edilmesi gereken hususlardandır.

 

İbn Mes'ud, İbn Ömer,Esved b.Yezid, Abdurrahman b. Yezid ve İs-hak b. Rahuye'ye göre iftitah tekbirine yetişememekten korkulursa koşula-bilir. Nitekim Ömer (r.a.) birgün Bakî'de iken kameti duymuş ve mescide koşmuştur.

 

Bu hadis-i şerifte mevzu bahs edilen hususlardan birisi de şudur:

 

Namazın tamamında cemaate yetişemeyen kişinin, yetişebildiği bölüm namazının başı mıdır, sonu mudur? Bu mesele ulema arasında ihtilaflıdır.

 

Cumhura göre bu durumda kişinin imamla birlikte kıldığı kısmı nama­zının başıdır. Hz. Ali, Said b. Müseyyeb, Hasan el-Basrî, Mekhul, Ata, Zührî, Evzaî, İshak ve Şafii bu görüştedirler.

 

Süfyan es-Sevrî, Ebu Hanife, Ahmed, Mücahid ve İbn Sîrîn'e göre bu durumda kişinin imamla kıldığı kısım, namazının sonudur. Ferd olarak kaza et­tiği bölüm ise, namazın evvelidir. Şöyle ki, Ramazanda cemaatle kılınan vit­re ikinci veya üçüncü rekatta uyan kişi imamla birlikte kunut yapar, daha sonra kunutunu tekrarlamaz. Buna delil olarak da, Hadis-i şerifte "geçeni ise kaza ediniz" emridir. Zira imamla kılamadığı ve kaza etmesi gerekli bölüm namazın evvelidir. Ancak hadis-i şerifin "geçeni tamamlayınız" rivayetinden, kılınan kısmın, namazın evveli olduğu anlaşılıyor gibi ise de, geçeni tamamlamak olduğundan ilk ri­vayetle arasında bir fark bulunmamaktadır.

 

Bu iki rivayetten sonuncusu daha meşhur olanıdır. Bu konudaki görüş­ler şöyledir:

 

1. Kişinin imama yetiştiği kısım namazın evvelidir. Kalan kısım söz ve fiillerde (okuma ve hareket) onun üstüne bina edilir. Şafiî, İshak ve Evzaî'-nin görüşü budur.

 

2. Ef'ale nisbetle namazın evveli, akvale nisbetle sonudur. Yani hare­ket bakımından ilk duruşu namazın evveli, okunacak kıraat ve dualar bakı­mından ise, sonudur. Bu Malikî'nin görüşüdür.

 

3. Namazının evvelidir. Ancak bu durumdaki kişi imamla birlikte fati­ha ve sure okur sonradan kalanı kazaya kalktığında sadece fatiha okur. Çünkü namazın son bölümündedir. Bu, Müzeni, İshak ye Zahirîlerin görüşüdür.

 

4. Namazının sonudur. Hem fiillerin hem sözlerin kaza edilmesi gere­kir. Bu, Ebu Hanife, Ahmed, Süfyan, Mücahid ve İbn Sîrîn'in görüşüdür.